Oluşturulan forum yanıtları
-
YazarYazılar
-
Necip OzbeyKatılımcıTeveccühünüz. Bu konuyla ilgili önemli bir avantajim bulunduğum yaş, digeri de o dönemlerdeki büyüklerimizin (Peder, eniste, dede, büyük amca, ikinci dereceden dayi) araba meraklarinin olmasiydi herhalde. Babamin çocuklugunda dedemin biri Packard biri üstü açik Ford iki arabasinin olmasi onu Amerikan agirlikli araba meraklisi yapmis. Bizim ailenin ilk arabasi Chevrolet olunca ben ve kardesim de ayni yoldan devam ettik. Ekte kardesimin sattigi 71 Mustang Boss var. Orjinali sari idi, yeni sahibi kirmizi yapti.
Rahmetli enistemin (teyzemin esi) 52 Buick otomobilinin direksiyonunda çekilmis çocukluk resimlerim mevcut (tarayip bilgisayara aktarmam lazim). Enistem daha sonralari 70’li yıllarda 66 Station Ford Taunus kullanirdi ama sonralari arkadasinin sattigi Amerikan yabanci ellere gitmesin diye alip kapinin önüne koydugu açik mavi 6 silindir düz vites çift kapili 65 Chevrolet Impalasi olmustu ki onunla ilgilenme yasina gelmistik. Enistemin agabeyi Ibrahim amcanin kirmizi-beyaz, dört kapi V8 düz vites 55 Pontiac Chieftain Deluxe’ü (Ehliyet aldigim sene 73 yazinda Çeşmede ilk kullandigim arabadir), onun bacanagi Adnan amcanin de nefis bir 8 otomatik, koyu mavi-beyaz tek kapi direksiz (2 door hardtop)55 Oldsmobile Super 88 Holiday’i vardi. Bu cihazi kullanmak nasip olmasa da binip gezmisligim, motoruna dokunmuslugum vardir. Yaşınız 18 iken yakınlarda böyle arabalari görmek büyük sanş tabii. Ankaradaki akrabimiz rahmetli Nezih dayimizin Siyah 57 model 8 otomatik 4 kapili direksiz Oldsmobili ise hepsinden üstündü. Mekanik cruise controlu, orjinal aircondition’i, otomatik kapi camlari, sirf nikelaj harika bir ön paneli ile gördügüm en lüks arabalardan biriydi. Tanidiklardan birinin Cadillac sahibi olmamasi nedeniyle sanirim). Galiba 7-8 litre civarinda bir motoru olan 2 tonluk bu dev 8 kişilik tam yolcu kapasitesiyle Çankaya ya da Dikmen yokusunu düz yolda gidiyormuscasina rahat çikardi. Ah su benzin…
Necip OzbeyKatılımcıTesekkürler. En az benim kadar memnun olan ve ayni keyifleri yasayan kisilerle birlikte olmak çok güzel.
Ben sadece yazlari Adanada oldugum için her yil Incirlik üssü nedeniyle gelen son model Amerikanlari da takip etme ayricaligini yasardim. Adana da hakikaten Amerikan arabasi çok bol ve çesitli idi. Bunun önemli nedenlerinden biri bölgenin zengin kesiminin genelde Amerikan arabasi tercih ediyor olmasiydi. Onlar arabalari yeniledikçe eskiyen modeller piyasa çikiyor ve ortaliktaki Amerikan araba yelpazesi genisliyordu. Ben Sabancilardan bilirim; rahmetli Haci Sabanciya 1971 yilinda 71 model açik mavi Lincoln Continental gelmisti. Bir önceki arabasi sanirim Chevrolet idi. Arkasindan diger araçlar yenilendi. Sevket Sabanci 73 model visne rengi Ford LTD (Sevket Sabancinin gençliginde severek kullandigi 60 model mavi Chevrolet Apache pikabi da vardi. Sonra kullanilmasi için fabrikaya birakmisti), rahmetli Ihsan sabanci 72 model mavi Mercury Marquis, Yalçin Sabanci 73 model Pontiac ates kirmizi Trans Am (Hatta Adanada laf olur diye "Trans Am" yazisinin "Am" kismi sildirilmisti), rahmetli Sakip Sabanci siyah Cadillac ve Mercedes kullaniyordu. Haci Sabanci esi için küçük araba olarak pembe Buick Skyhawk aldiginda bu araci ilk defa görmüstük. Sonralari yavas yavas Mercedes ve Jaguar gibi lüks markalar devreye girmeye basladi.Erol Sabanci galiba Mercedes kullaniyordu ama genelde istanbulda oldugu için çok iyi hatirlamiyorum. Rahmetli Çzdemir Sabanci galiba bir ara üstü siyah vinyl, alti sari bir Ford (Torino veya LTD) kullanmisti. Sirketlerin Genel Müdür ve üst yöneticilerinin makam arabalari da Amerikandi. Bossa Basma Fabrikasi Genel Müdürü Ford LTD, Finansman Müdürü sari 74 Buick, Fabrika Müdürü 74 Pontiac LeMans, Çimsa Çimentonun Murahhas Çyesi kahverengi 74 Buick kullaniyorlardi. (72-74 yillari arasinda sirket arabalarinin çogunu yeniledigi için dikkat ederseniz modeller hep ayni, yöneticilerin arabalari genelde 6 silindirliydi) Tabii eski Amerikanlar ya personele satiliyor ya da fabrikanin hizmetine veriliyordu. Ayrica kendi arabasi Amerikan olan personeli de düsünürseniz Bossa’nin otoparkini gözünüzde canlandirabilirsiniz. Ayrica Adanada tanidigimiz meshur tamirci ustalarin arabalari da mutlaka Amerikan olurdu. Fabrikanin arabalarinin bakimini yapan ustalardan oto elektrikçisinin 70 Pontiac Grand Prix, kaportacisinin, biri Chevrolet Chevelle Laguna digeri Chevrolet SS iki arabasi vardi.
70’li yillarda yerli arabalarda atak yapti. Adananin Faytonlari yerini Murat 124’lere birakti. Tüm taksiler yavas yavas Murat Renault olmaya basladi. O yillarda küçük araba furyasinin en yogun oldugu yer de (Izmir ve Ankara ile karsilastirinca) Adana idi benim hatirladigim. Biraz tarih yaptik.
Necip OzbeyKatılımcıCarger konusundaki düsüncelerinize katilirim. 1974 yilinda Amerikadan Türkiyeye dönüp Adanada Bossa Basma Fabrikasinda çalismaya baslayan Melih Cüylan isimli bir abimiz beraberinde özel siparis vererek satin aldigi 74 modek Charger’ini da getirmisti. Kirmizi, üstü siyah vinyl, içi siyah bu canavar bindigim ve kullandigim en güçlü Amerikandir. Aklimda kalan, o zamanlar bizim mütevazi ’60 Ford kilometrede 45 kurusluk benzin yakar iken (292 ci findik sekiz) Charger kilometrede 106 kurus yakardi. Muhtesem 4 barrel karbüratörü ve özel yapilmis airconditioned hava girisini ilk defa o zaman görmüstüm. Bossa’nin yeni yapilan beton zemin otoparkindan Yalçin Sabanci Trans Am ile patinaj yaparak kalkar patinaj izi ölçülür, arkasindan Melih abi Charger ile patinaj yaparak kalkar patinaj izi ölçülür, bu özel drag gösterisini hep Charger kazanirdi. 1975 yilinda o günün yollarinda Adanadan Ankaraya gidisimizi hiç unutmam.
Charger süvarilerin kullandigi atlara verilen isim. Hatta süvarilerin de oldugu eski western filmlerini (genelde italyan olmayan 1950-60’li yillarda çevrilen) orjinal olarak seyrederseniz Süvari Komutaninin "Chaaaarge" (Hücuuum) diye bagirdigini görürsünüz. Yani Charger "Saldiran, hücum eden" anlamina da gelir. Nedense siradan sözlüklerde yer almaz.
Bildigim kadariyla Bodrumda bir benzincinin olan (hala oradaysa) patlican moru 74 Challenger’i pistol grip vites koluna sahip.
iyi haftalar…
Necip OzbeyKatılımcıGüzel temennileriniz için tesekkür ederim arkadaslar..
R/T ‘lerle ilgili söylediginiz tabiiki. Ben "en güçlüleri" derken diger versiyonlarini yok saymisim gibi olmus. Diger atladigim konu 426 Hemi. Hemi deyince aklima öncelikle Plymouş Baraccuda geldigi için çok az miktarda Challenger R/T ‘nin 425 BHP gücünde bu muhtesem motora sahip oldugunu göz ardi etmisim. Ama o zamanlarda "HEMi" deyince ‘Cuda, "Magnum" deyince Dodge akla gelirdi Bu bilgileri tazelediginiz için tesekkür ederim.
Eskiden bu konulari disardan gelen az miktarda ve heryerde bulunmayan "muscle car" dergilerinden, arabalarin kataloglarindan, el kitaplarindan falan okur aklimizin bir kiyisina yazardik. Simdi internette aramasini bilene her bilgi ekranda hazir. Meraklisina özet bilgiler asagidaki adreste:
http://en.wikipedia.org/wiki/Dodge_Challenger Necip OzbeyKatılımcıÇzellikle kasasi derli toplu ise fiyati oldukça iyi.
Charger oldukça büyük bir kasaya sahiptir.
Mutlaka bir bilene göstermek gerekiyor.Necip
-
YazarYazılar