Ana Sayfa › Forumlar › Teknik › Bilgilerinizi Paylaşın › Amerikan arabasi toplamak
- Bu konu 30 yanıt içerir, 9 izleyen vardır ve en son 16 yıl 2 ay önce
poweroto tarafından güncellenmiştir.
-
YazarYazılar
-
-
14 Ağustos 2008: 18:50 #1116
Necip OzbeyKatılımcı1964 yilinda peder Ispartada görev yaparken 56 Chevrolet Deluxe kirmizi beya tek kapi, 6 silindir düz vites bir arabamiz vardi. Ben ilkokula gidiyordum ve böyle bir arabayi birgün kullanma hayali ile yanip tutusuyordum. Bu dilegim Chevrolet için gerçeklesemedi. Çünkü ben büyümeden satildi ve babam yerine bej rengi 63 Volswagen aldi. Iki nedenden çok üzülmüstüm; kocaman arabamiz gitmis üstelik alan doktor güzelim 56’yi siyah renge boyatmisti. Ikinci aracin Vosvos olmasi bu araca bir türlü isinamamanin nedenlerinden biridir.
Peder tipki dedem gibi arabadan gayet iyi anlayan merakli bir kisiydi. Hem titiz hem bilgili oldugu için kardesim ve ben otomobil konusunda bir çok aliskanligi ondan aldik.
1968 yılında Adanada iken çok uygun fiyata 54 Austin’imiz olmustu. Iste bu tarihler benim artik direksiyon basina oturabildigim yaslardi ve ilk söförlügümü bu 4 silindirli, koldan vitesli "Rolls Royce"un güneste kurutulmus hali olan Austin’de ögrenmeye basladim.
Derken benim Çniversitede oldugum 1974 yılında 60 Model 8 Otomatik açik mavidört kapili Ford Custom otomobilimiz oldu. Benzinin çok ucuz oldugunu idrak ettigimiz o yillarda bu aracimizla çok güzel ve uzun seyahatler yaptik. Yazlari memleketimiz izmire gitmek ve Adanaya dönmek ayri bir
zevkti. Amerikan konsoloslugundan satildiktan sonra bir doktor ve daha sonra Adanada Radyatörcü Ali ustanin kullandigi çok temiz ve saglikli olan bu aracin 4 sahibi bizdik. Askere gittigim 78 yılında yedek subay egitimim Istanbulda sürüyordu. Bayram tatilinde evdekilerle Adanadan, ben Istanbuldan Ankaraya gelecek oradan birlikte Izmire gidecektik. O gün bizim takim Ankaraya
gelemedi. Ulukisla yolunda biraderin yönetimindeki Ford sabaha karsi karsi yönden gelen ve söförü uyuklayan minibüsle çarpismamak için sarampole inmis sag tarafina dogru yandan bir takla atmisti. Araç toplanabilir vaziyetteydi ama bütün keyfimiz kaçmisti tabii.Adanada toplanan Ford hiç içime sinmiyordu. Askerligim bitip Izmirde çalismaya basladigimda pederin bana verdigi arabayi izmirde 2. sanayi sitesinde toplamaya soktum. Kaporta ve boya isi yaklasik 4 ay sürdü. Ama tüm yönlendirmeyi çok iyi bir motor ve sanzuman ustasi olan Ahmet CEYLAN nam-i diger Dört duvar Ahmet usta yapmisti. (Kendisinin de 61 model 8 otomatik,
4 kapili FORD’u vardi. Onu kullanmasina izin verdigi nadir müsterilerinden biriyimdir) Bu Ford hala 2. sanayi sitesinde meslegini sürdüren kuzeni tarafindan kullanilir. Ahmet usta ise emekliligin tadini çikariyor). Fordumuz kaporta ve boyadan gayet sik ve dinç olarak çikti. Adanada yapilan tüm falsolar giderilmisti. 1989 yilina kadar kullandigim bu aracine her yerini
ezbere bilir Cumartesileri yaptirdigim tüm bakimlarında ustaya bizzat çiraklik yapardim.Sirket arabasi kullanmaya basladiktan iki yil sonra benzin istasyonu sahibi olan bir dostumuzun israrlarına dayanamayıp arabayi kendisine sattim. Ne de olsa istedigim zaman binecek kadar yakinimda olacakti. Ama artik benim degildi. Çnce bence gereksiz yere koyu mavi boyandi, 5 yil sonra baskasina satildi.
Amerikansiz kalmak büyük bir eksiklik gibi geldi bana. Artik kendi isimi yapmaya basladigim yillarda yine bir Amerikan sahibi olmaliydim. Epey bakindiktan sonra, geldigi yildan bu yana sahibinin Alsancaktaki Kundura magazasi önünde park ettigini ama bir süredir ortaliklarda olmayan benim için meshur 74 Challenger’in Seferihisarda izini bulan arkadasim sayesinde sahibini
ikna edip son Amerikanimi aldim. Hiç ellenmemis, hasarsiz ve tabii orjinal kaporta çürükleri olan, 99000 milde motoru ile bu delikanlinin ikinci sahibiydim. Haftada bir çalistirip birlikte geziyor, yazin bir iki defa izmire gidiyorduk. Otoyolda 140 mili astigim zaman metal yorgunlugu falan nedeniyle araba bir yerinden degilir korkusundan baska yavaslayacak nedenim yoktu. Çünkü cihaz bastikça fgidiyordu. Ancak bir türlü kendisiyle ilgilenemiyordum.Sonunda zamani geldi ve 2005 Eylülünde restorasyona basladik. Çnce arabayi tamamen dagittik. Çürük olan her parça bastan imal edildi. Sadece saç parça imalati, kaportaci ızzet ustamin isçiligine çok güvendigi, ama kattiyen sikistirmaya gelmeyen sacçi Ali ustanin ellerinden çikti. Bu islem tam bir yil sürdü. Sonra eksiklerimizi tespit ettik. Ciddi hiçbir parça sorunumuz olmadi.
Ilk etapta internetten buldugum Mopar Restorasyon parçalari imalatçisi Laysons’dan (kapi camlari çerçevesiz oldugu için) bizim için çok önemli olan kapi lastikleri ve camlarinin fitilleri, çatlak stop ve park lensleri, aynalar ve en önemlisi kapi içinin kaplamalarini (Plastik baski) getirttik. Imal edilen saç parçalarin montaji, gövdenin pas koruması, astar boyama, finisaj isleri bitince 2007 yili sonunda boya isi basladi. Tüm alti filinkotlandi. Tavan iç ve dis vinyl Ankara’da özel bir Chrysler servisinden alindi. Iç dösemeler orjinal desenlerine göre yapildi. Tüm elektrik aksam yenilendi, motor yerlestirildi ve bakimi yapildi. Motorun ayarlari, tüm ayrintilar bitirilince Temmuz 2008’de trafik muayenesi alindi.2 Agustos günü Challenger trafige çikti. Ekte bir iki poz resmi var.
Ilk jenerasyon Challenger’lar 70-74 yillari arasinda üretilmis. 72-74 Challenger’lar ayni gövde ve makyaji kullaniyor. Challenger’larin en güçlüleri RT olanlari; üzerlerinde 390 hp, 440 inçküp (7.2 Litre) Magnum motor var. Bu tipi 1970 ve 1972 modellerinde çikmis. Challenger’lar en az 1974 yilinda, 11.354 adet üretilmis. Hepsi V8 ve hardtop.
1974 yilinda izmire 3 adet Challenger geliyor; Birini, (Bright Red), Kusadasi Marti otelin sahibi aliyor. Sonra bir oto elektrikçisine geçiyor. Manisa yolunda takla atip arabayi hurdaya çikariyor. Ikincisi (Golden Metalik), Ikbal Magazasinin sahibine geliyor. Sonra bir Bodrumda bir benzinci aliyor, patlican moru boyatiyor. Hala orda galiba. Ççüncüsü bizimki, izmir Çarik Kunduranin sahibi satin aliyor. Daha sonralari Çinarlidaki Shell benzincinin sahibi Ankaradan Sari bir Challenger getiriyor. O da simdi izmirde toplaniyor. Çzgörkeyler bu ise merak sardilar. Izmirde epey bir Amerikan topluyorlar.
Gelelim bizim delikanlinin özelliklerine: Renklendirilmesini orjinali gibi yaptik; Kaporta boyasi Deep Sherwood Metallic (green)-KG8, Dis tavan vinyl kaplamasi Eggshell White-EW1. Dösemeler beyaz. 1974 yilinin satis brosüründe ayni dis kombinasyon var.
1974 modellerde 2 motor seçenegi var: 230 bhp G-318 inçküp (5.2 Litre) LA V8 ve 245 bhp J-360 inçküp (5.9 Litre) LA V8. Bizimkinin motoru 230 bhp 318 in3, görece küçük sekiz ve 3 ileri otomatik sanzuman.Ikinci jenerasyon Challenger üretimi petrol krizine denk gelince Dodge Mitsubishi’ye küçük Challenger üretimini yaptiriyor. Tabii araba Amerikan olmaktan çikiyor.
Simdi ise malum 2008 yilinda Detroit fuarinda görünen, tipki Ford Mustang gibi efsanevi modelinin çizgileriyle Dodge Challenger 2009’da yollara çikacagi söyleniyor. Yani gelecek yil Challenger adini daha çok duyacagiz.
Simdilik bu kadar.
Necip Çzbey
[img]http://amerikanaraba.com/media/kunena/attachments/legacy/images/A_1200.JPG[/img]
[img]http://amerikanaraba.com/media/kunena/attachments/legacy/images/B_3541.JPG[/img]
[img]http://amerikanaraba.com/media/kunena/attachments/legacy/images/B_3690.JPG[/img]
-
14 Ağustos 2008: 19:55 #15603
Önder YýldýzKatılımcıÇok güzel, 10 numara bir araç.
Allah kaza bela vermesin, depodan benzin eksik etmesin.
-
14 Ağustos 2008: 22:54 #15604
rikoKatılımcıAnlatımda, arabada nefis, hatları çizgisi çok düzgün görünüyor Maaşallah.
Yalnız sizin anlatımınızdan R/T lerin standart 440 cu.in 390 Hp olduğu sonucunu çıkardım.
Benim bildiğim ise Challenger R/T ler ( Yani Road and track – Yol ve pist )
383 cu.in- 440 cu.in ve 426 Hemi olarak üretilmiştir ve en güçlü versiyon dolayısı ile Hemi’dir.
440 ise,4 bbl 375 hp ve 6 bbl (six pack) 390 Hp olarak iki ayrı versiyonda kullanılmıştır.Yani ben böyle biliyorum, yanlışsa bu vesile ile doğrusunu öğrenmiş olurum
Harika Challenger’inizi bizlerle paylaştığınız için tekrar teşekkürler:)
-
15 Ağustos 2008: 09:04 #15615
Necip OzbeyKatılımcıGüzel temennileriniz için tesekkür ederim arkadaslar..
R/T ‘lerle ilgili söylediginiz tabiiki. Ben "en güçlüleri" derken diger versiyonlarini yok saymisim gibi olmus. Diger atladigim konu 426 Hemi. Hemi deyince aklima öncelikle Plymouş Baraccuda geldigi için çok az miktarda Challenger R/T ‘nin 425 BHP gücünde bu muhtesem motora sahip oldugunu göz ardi etmisim. Ama o zamanlarda "HEMi" deyince ‘Cuda, "Magnum" deyince Dodge akla gelirdi Bu bilgileri tazelediginiz için tesekkür ederim.
Eskiden bu konulari disardan gelen az miktarda ve heryerde bulunmayan "muscle car" dergilerinden, arabalarin kataloglarindan, el kitaplarindan falan okur aklimizin bir kiyisina yazardik. Simdi internette aramasini bilene her bilgi ekranda hazir. Meraklisina özet bilgiler asagidaki adreste:
http://en.wikipedia.org/wiki/Dodge_Challenger -
15 Ağustos 2008: 09:43 #15605
AnonimZiyaretçiNecip bey selamlar, aramıza hoşgeldiniz. Emailinizi aldım, yazıyı muhtemelen yarın siteye eklemis olurum. Teşekkürler
Riko süpersin, forumlarda işte bunun için var. Çğrenmek güzel şey.
1970 Challenger’da 440ci hacimli 2 motor var 1 tanesi 4 barel karb. Magnum 375hp ve diğeri 390hp’lik 3×2 Karb Six Pack.
Listenin tepesinde ise Almighty (Herşeye kadir) 426ci Hemi var. Bu arada Almighty tanımlaması süper…
225 I6 145 bhp.
340 V8 275 bhp @ 5000 rpm, 340 lb-ft @ 3200 rpm.
T/A: 340+6 V8 290 bhp @ 5000 rpm, 345 lb-ft @ 3400 rpm.
383 V8 330 bhp.
426 Hemi V8 425 bhp @ 5000 rpm, 490 lb-ft @ 4000 rpm.
440 V8 375 bhp @ 4600 rpm, 480 lb-ft @ 3200 rpm.
440+6 V8 390 bhp @ 4600 rpm, 480 lb-ft @ 2300 rpm.Hemi sadece 1970 ve 1971’de var, daha sonra maalesef yok…
Pistol Grip (tabanca seklindeki vites kolu) ise Amerikan Arabaları ve hatta tüm Arabalar ile ilgili bana en çok keyif veren, en inanılmaz detay…
-
15 Ağustos 2008: 23:22 #15606
rikoKatılımcıcipcip, dediğiniz gibi genelde Magnum deyince Dodge, Hemi deyince Cuda çağrışım yapar.
Heralde bu durum Dodge’un Magnum diye bir modeli olmasından, Hemi’nin de Cuda’larla Hemicuda ismi ve amblemiyle bütünleşmesindendir, yada Petty’nin 43 No.lu Plymouşlarının üzerindeki devasa 426 C.ı. yazıları yüzündenmi Plymouş markası Hemi’yi çağrıştırır bilemiyorum ama yinede benim Hemi’yi ve piyu’nun bahsettiği herşeye kadir tanımlamasını en çok yakıştırdığım araba, vahşi haşmetli ve karizmatik duruşuyla Charger’dırPiyu, o pistol grip’in hastalarından biride benim valla
Bu arada ufak bir bilgi, Charger’ın anlamını ben hep şarj edici, doldurucu yani şarjör gibi birşey olarak düşünürdüm, sonradan öğrendimki, savaşta binilmek üzere eğitilen atlara Charger denirmiş, yani savaş atı.
-
18 Ağustos 2008: 09:11 #15616
Necip OzbeyKatılımcıCarger konusundaki düsüncelerinize katilirim. 1974 yilinda Amerikadan Türkiyeye dönüp Adanada Bossa Basma Fabrikasinda çalismaya baslayan Melih Cüylan isimli bir abimiz beraberinde özel siparis vererek satin aldigi 74 modek Charger’ini da getirmisti. Kirmizi, üstü siyah vinyl, içi siyah bu canavar bindigim ve kullandigim en güçlü Amerikandir. Aklimda kalan, o zamanlar bizim mütevazi ’60 Ford kilometrede 45 kurusluk benzin yakar iken (292 ci findik sekiz) Charger kilometrede 106 kurus yakardi. Muhtesem 4 barrel karbüratörü ve özel yapilmis airconditioned hava girisini ilk defa o zaman görmüstüm. Bossa’nin yeni yapilan beton zemin otoparkindan Yalçin Sabanci Trans Am ile patinaj yaparak kalkar patinaj izi ölçülür, arkasindan Melih abi Charger ile patinaj yaparak kalkar patinaj izi ölçülür, bu özel drag gösterisini hep Charger kazanirdi. 1975 yilinda o günün yollarinda Adanadan Ankaraya gidisimizi hiç unutmam.
Charger süvarilerin kullandigi atlara verilen isim. Hatta süvarilerin de oldugu eski western filmlerini (genelde italyan olmayan 1950-60’li yillarda çevrilen) orjinal olarak seyrederseniz Süvari Komutaninin "Chaaaarge" (Hücuuum) diye bagirdigini görürsünüz. Yani Charger "Saldiran, hücum eden" anlamina da gelir. Nedense siradan sözlüklerde yer almaz.
Bildigim kadariyla Bodrumda bir benzincinin olan (hala oradaysa) patlican moru 74 Challenger’i pistol grip vites koluna sahip.
iyi haftalar…
-
18 Ağustos 2008: 18:50 #15607
rikoKatılımcıcipcip, babamın görevi dolayısıyla 1974-78 yılları arasında Adana’da yaşadık, gerçi küçüktüm o yıllarda ama yinede net hatırlıyorum dağ taş Amerikan arabasıydı, tabi rahmetli babamda bir kaç Amerikan değiştirdi o 4 sene içinde.
Türkiye’de metrekareye en çok Amerikan düşen şehir Adana derler, gerçektende şimdi yollarda Amerikan arabası gördüğümüz sıklıkta tek tük Murat 124 veya Anadol görürdük o yıllar, gerisi hep Amerikan ve gürül gürül V 8 sesleri, sürekli göz ve kulak ziyafeti
Bazen o yılları bu yaşımda yaşamadığım için üzülürüm :unsure:
Size de iyi haftalar..
-
18 Ağustos 2008: 22:09 #15608
AngelusKatılımcıSüper araç.Kutlarım.
Adana yigidin ve amerikanın harman oldugu şehir
-
19 Ağustos 2008: 09:04 #15626
Necip OzbeyKatılımcıTesekkürler. En az benim kadar memnun olan ve ayni keyifleri yasayan kisilerle birlikte olmak çok güzel.
Ben sadece yazlari Adanada oldugum için her yil Incirlik üssü nedeniyle gelen son model Amerikanlari da takip etme ayricaligini yasardim. Adana da hakikaten Amerikan arabasi çok bol ve çesitli idi. Bunun önemli nedenlerinden biri bölgenin zengin kesiminin genelde Amerikan arabasi tercih ediyor olmasiydi. Onlar arabalari yeniledikçe eskiyen modeller piyasa çikiyor ve ortaliktaki Amerikan araba yelpazesi genisliyordu. Ben Sabancilardan bilirim; rahmetli Haci Sabanciya 1971 yilinda 71 model açik mavi Lincoln Continental gelmisti. Bir önceki arabasi sanirim Chevrolet idi. Arkasindan diger araçlar yenilendi. Sevket Sabanci 73 model visne rengi Ford LTD (Sevket Sabancinin gençliginde severek kullandigi 60 model mavi Chevrolet Apache pikabi da vardi. Sonra kullanilmasi için fabrikaya birakmisti), rahmetli Ihsan sabanci 72 model mavi Mercury Marquis, Yalçin Sabanci 73 model Pontiac ates kirmizi Trans Am (Hatta Adanada laf olur diye "Trans Am" yazisinin "Am" kismi sildirilmisti), rahmetli Sakip Sabanci siyah Cadillac ve Mercedes kullaniyordu. Haci Sabanci esi için küçük araba olarak pembe Buick Skyhawk aldiginda bu araci ilk defa görmüstük. Sonralari yavas yavas Mercedes ve Jaguar gibi lüks markalar devreye girmeye basladi.Erol Sabanci galiba Mercedes kullaniyordu ama genelde istanbulda oldugu için çok iyi hatirlamiyorum. Rahmetli Çzdemir Sabanci galiba bir ara üstü siyah vinyl, alti sari bir Ford (Torino veya LTD) kullanmisti. Sirketlerin Genel Müdür ve üst yöneticilerinin makam arabalari da Amerikandi. Bossa Basma Fabrikasi Genel Müdürü Ford LTD, Finansman Müdürü sari 74 Buick, Fabrika Müdürü 74 Pontiac LeMans, Çimsa Çimentonun Murahhas Çyesi kahverengi 74 Buick kullaniyorlardi. (72-74 yillari arasinda sirket arabalarinin çogunu yeniledigi için dikkat ederseniz modeller hep ayni, yöneticilerin arabalari genelde 6 silindirliydi) Tabii eski Amerikanlar ya personele satiliyor ya da fabrikanin hizmetine veriliyordu. Ayrica kendi arabasi Amerikan olan personeli de düsünürseniz Bossa’nin otoparkini gözünüzde canlandirabilirsiniz. Ayrica Adanada tanidigimiz meshur tamirci ustalarin arabalari da mutlaka Amerikan olurdu. Fabrikanin arabalarinin bakimini yapan ustalardan oto elektrikçisinin 70 Pontiac Grand Prix, kaportacisinin, biri Chevrolet Chevelle Laguna digeri Chevrolet SS iki arabasi vardi.
70’li yillarda yerli arabalarda atak yapti. Adananin Faytonlari yerini Murat 124’lere birakti. Tüm taksiler yavas yavas Murat Renault olmaya basladi. O yillarda küçük araba furyasinin en yogun oldugu yer de (Izmir ve Ankara ile karsilastirinca) Adana idi benim hatirladigim. Biraz tarih yaptik.
-
19 Ağustos 2008: 10:26 #15609
skyceKatılımcıNecip bey aramıza hoşgeldiniz..
Harika Challenger’ınızı ve Tecrübelerinizi, Bilgilerinizi, bizimle paylaştığınız için teşekkür ederiz.
Umarız anlatmaya devam edersiniz. Çok keyifli çünkü..
-
19 Ağustos 2008: 11:37 #15631
Necip OzbeyKatılımcıTeveccühünüz. Bu konuyla ilgili önemli bir avantajim bulunduğum yaş, digeri de o dönemlerdeki büyüklerimizin (Peder, eniste, dede, büyük amca, ikinci dereceden dayi) araba meraklarinin olmasiydi herhalde. Babamin çocuklugunda dedemin biri Packard biri üstü açik Ford iki arabasinin olmasi onu Amerikan agirlikli araba meraklisi yapmis. Bizim ailenin ilk arabasi Chevrolet olunca ben ve kardesim de ayni yoldan devam ettik. Ekte kardesimin sattigi 71 Mustang Boss var. Orjinali sari idi, yeni sahibi kirmizi yapti.
Rahmetli enistemin (teyzemin esi) 52 Buick otomobilinin direksiyonunda çekilmis çocukluk resimlerim mevcut (tarayip bilgisayara aktarmam lazim). Enistem daha sonralari 70’li yıllarda 66 Station Ford Taunus kullanirdi ama sonralari arkadasinin sattigi Amerikan yabanci ellere gitmesin diye alip kapinin önüne koydugu açik mavi 6 silindir düz vites çift kapili 65 Chevrolet Impalasi olmustu ki onunla ilgilenme yasina gelmistik. Enistemin agabeyi Ibrahim amcanin kirmizi-beyaz, dört kapi V8 düz vites 55 Pontiac Chieftain Deluxe’ü (Ehliyet aldigim sene 73 yazinda Çeşmede ilk kullandigim arabadir), onun bacanagi Adnan amcanin de nefis bir 8 otomatik, koyu mavi-beyaz tek kapi direksiz (2 door hardtop)55 Oldsmobile Super 88 Holiday’i vardi. Bu cihazi kullanmak nasip olmasa da binip gezmisligim, motoruna dokunmuslugum vardir. Yaşınız 18 iken yakınlarda böyle arabalari görmek büyük sanş tabii. Ankaradaki akrabimiz rahmetli Nezih dayimizin Siyah 57 model 8 otomatik 4 kapili direksiz Oldsmobili ise hepsinden üstündü. Mekanik cruise controlu, orjinal aircondition’i, otomatik kapi camlari, sirf nikelaj harika bir ön paneli ile gördügüm en lüks arabalardan biriydi. Tanidiklardan birinin Cadillac sahibi olmamasi nedeniyle sanirim). Galiba 7-8 litre civarinda bir motoru olan 2 tonluk bu dev 8 kişilik tam yolcu kapasitesiyle Çankaya ya da Dikmen yokusunu düz yolda gidiyormuscasina rahat çikardi. Ah su benzin…
-
19 Ağustos 2008: 11:39 #15634
Necip OzbeyKatılımcıMustang resmini tekrar göndereyim dedim olmadi….
-
20 Ağustos 2008: 07:08 #15635
LowriderKatılımcıAramıza hoş geldiniz.
Aracınız muhteşem görünüyor, benim de 70-71 challenger hayallerimi süslüyor umarım bir gün alabilirim de birlikte gezeriz -
21 Ağustos 2008: 23:11 #15641
volkan hanKatılımcıMerhabalar, eline, beline, cebine sağlık.. 3-4 Amerikan toplamış biri olarak zorluğunu ve nasıl özen gerektiğini bilirim ama sabır şart:)
Güle güle ve de keyifle sür hep..
Sevgi ve Dostlukla -
23 Ağustos 2008: 00:27 #15610
rikoKatılımcıNecip bey,sizin Challenger’ın fotoları çok hoşuma gittiğinden topikte ayrı ayrı duran resimleri bir araya getirip ilk mesaja eklemiştim, ilk eklediğimde açılmasına rağmen şu an iki tanesi açılmıyor, kopyalandığı için link bir süre sonra öldümü nooldu anlamadım :dry:
size zahmet olacak ama bir daha eklerseniz iyi olur, henüz görmemiş olan varsa böyle bir güzellikten mahrum etmeyelim onları
-
24 Ağustos 2008: 08:40 #15612
Necip OzbeyKatılımcıResimler ekte… [img size=700]http://amerikanaraba.com/media/kunena/attachments/legacy/images/B_3541.JPG[/img]
-
24 Ağustos 2008: 08:41 #15674
Necip OzbeyKatılımcıDigeri [img size=700]http://amerikanaraba.com/media/kunena/attachments/legacy/images/B_3690.JPG[/img]
-
24 Ağustos 2008: 08:46 #15675
Necip OzbeyKatılımcıılave [img size=700]http://amerikanaraba.com/media/kunena/attachments/legacy/images/B_3689.JPG[/img]
-
24 Ağustos 2008: 08:51 #15676
Necip OzbeyKatılımcıHayret. Ben resimleri yeniden gönderince ilk sayfada düzenledikleriniz de yine görüntüye geldi. Herhalde ayni dosya adi ile aradigi için onlari buldu ve yerlestirdi.:cheer:
-
24 Ağustos 2008: 10:37 #15611
skyceKatılımcıMaşallah maşallah
-
24 Ağustos 2008: 16:59 #15613
rikoKatılımcıNecip bey, resim olayını anlayamadım, ilk eklediğimde kontrol ettim açıldılar,bir süre sonra tekrar baktığımda açılmadılar.
ılk mesajınıza tekrar girip eklediğim url adreslerine baktım hata yok, url leri kopyalayıp denemek için bizim motor sitesine ekledim önizleme yaptım yine açılmadı, üzülmüştüm gerçekten.Neyse sonuçta hallolmuş, bu arada + 1 resim daha gelmiş iyi olmuş
Birde nazar boncuğu asalım topiğe de, nazar deymesin Challenger’a
-
26 Ağustos 2008: 21:42 #15678
fehmiKatılımcınecip abi araba sana sen arabaya çok yakışmışssın güle güle tadını çıkara çıkara bin inşallah
-
29 Ağustos 2008: 08:47 #15688
Necip OzbeyKatılımcıBu güzel dilek ve iltifatlariniz için çok tesekkürler arkadaslar.
Ekte biraderim Aydin’in satmis oldugu 71 Mustang Boss’a ait bir resim göndererek sayfayi güzellestireyim. (Yine gelemedi galiba) -
29 Ağustos 2008: 08:54 #15790
Necip OzbeyKatılımcı[img size=800]http://amerikanaraba.com/media/kunena/attachments/legacy/images/Mustang_Boss_71.JPG[/img]
-
29 Ağustos 2008: 17:28 #15614
rikoKatılımcıBoss ta güzelmiş, ama yan şeritleri olsaymış dahada güzel dururmuş .
-
29 Ağustos 2008: 18:56 #15792
powerotoKatılımcıhikayeniz ve challenger çok güzel sonuçta tr.de mopar grubu çok fazla yok özellikle challenger cuda charger roadrunner vs. vs. böyle olunca bi amerikancı olarak şu şekildeki arabaları sahibi olmasak bile görmek gerçekten çok güzel. şayet challenger benim olsaydı plakaları kare yapardım çoğu amerikan arabasına bu şekilde daha çok yakışıyor (benim fikrim)
71 bossda hani ben burdayım diyecek kadar iddalı ve güzel araba. bu arabayı görünce bizdeki 73 fastback mach 1"i hatırladım cragar jantlı 351 cleveland motorlu 4 ileri hurst şanzımanlı sarı siyah renginde çok vahşi bi arabaydı 👿 -
29 Ağustos 2008: 19:09 #15793
Necip OzbeyKatılımcıBoss bize geldiginde orjinal sari renkli ve epey bir kaporta isi vardi. Challenger toplanacagi için onu sattik. Resimdeki son durumunu satin alan arkadasa borçlu. Arada onu da görüp mutlu oluyoruz. Biraz aksesuar eksikligi var tabii. Ama sahibi parasi oldukça harciyor.
-
29 Ağustos 2008: 19:13 #15795
powerotoKatılımcıcipcip yazan:
Quote:Boss bize geldiginde orjinal sari renkli ve epey bir kaporta isi vardi. Challenger toplanacagi için onu sattik. Resimdeki son durumunu satin alan arkadasa borçlu. Arada onu da görüp mutlu oluyoruz. Biraz aksesuar eksikligi var tabii. Ama sahibi parasi oldukça harciyor.tabi öyle olması daha iyi çünkü amerikan arabası aceleye gelmez özellikle de toplanırken
-
29 Ağustos 2008: 19:27 #15794
Necip OzbeyKatılımcıHaklisiniz. Chrysler gurubunun GM ve Ford kadar fazla arabasi yok Türkiyede. Bir Cuda ve bir Charger Challenger’la birlikte çok güzel bir kolleksiyon oluştururdu hakikaten.:cheer:
GM gurubunda özel araba sayisi daha fazla tabii; Riviera, Toronado, Eldorada, Camaro, Firebird ve tabii Corvette gurubu tanimlamaya yeter…:blush:
Ford gurubu ise; Thunderbird, Mustang, Cougar ve Lincoln (özellikle MarkIV) oldumu tamamlanir.. :silly:
Ekte özel bir Vette gönderdim: Aerovette. Çok sik çizgiler. Hala baz alinabilir. Concept car olarak kalmis herhalde…:woohoo:
-
29 Ağustos 2008: 20:09 #15796
powerotoKatılımcıamerikada bu konsept araçlarada önem vermiş senesinde çıkan önemli modellerin konseptleri var t.bird mustang charger cuda corvette trans am vs. o yıllara göre bu şekildeki konsept arabaları gerçektende çok çok ilginç ve süper bi tasarımla yapılmış bence hala konsept araçları çıkıyor avrupada uzakdoğuda ama amerikanların konsepti onlardan daha fazla ilgi çekici zaten normal araçlarıda dünyada benzeri yok mesela biz ışıklarda bekliyoduk yanımızda 96 model bi maranello vardı bizdede firebird formula okadar insanın yanınızda ferrari gibi bi araba varken size bakmasını ya ferrariyle aynı kategorideki arabalar sağlar ya da bi amerikan arabası insanların öyle size bakması farklı bi duygu ama maranellonun sahibi için fitil olma durumları yani
-
-
YazarYazılar
- Bu konuyu yanıtlamak için giriş yapmış olmalısınız.