bir keresinde arabamın yanına geldiğimde arka çamın oradaki boşlukta sfenks gibi oturan iki kedi gördüm. stereo vaziyette camdan dışarıyı seyrediyolardı. Bi süre acaba bunlar benim hoparlörlerim mi diye düşümekten kendimi alamadım ama sonra pıst diyince kaçmalarından onların kedi olduğunu anlamaıdm. arabaya nasıl girdiler, hangi delikten sızdılar orasını düşünmeye ise hiç girişmedim bile. allahın hinayeti dir diyip vakit kaybetmeden koyuldum yola. (dikiz aynasından baktığımda hala bana bakıyolardı)
kedi deyince aklıma bir hikaye geldi. Tofaştan bi arkadaş anlatmıştı
Zamanında bizimkiler Japonya ya kalite eğitimi almaya giderler. Son konrolde ortalıkta dolaşan kedili görünce dayanamayıp sorarlar. Cevap basittir. kalite konrol. Akşamdan kedinin tekini arabaya kitlerler. ertesi gün kedi yaşamıyorsa kalite tamamdır.
Bizimkiler bu yöntemi öğrenince uygulamaya başlarlar. Bir süre sonra Japonlar gelirler bu sefer ziyarete. Bizimkiler öğrenip uygulama başladıkları kalite kontrolü büyük bir zevkle anlatmaya koyulurlar.
– Geceden kediyi arabanın içerisine koyuyoruz.
– Ertesi gün geldiğimizde kedi hala aracın içerisinde ise kalite tamamdır.. 😈 😈